eglencenin yeri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

eglencenin yeri

eglence severler ailesine hos geldiniz
 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

11 yaşındaki bir kızın bittiği an

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
dilara
administrator
administrator
dilara
Cinsiyet: Kadın
eglence severlerin yeri®
Yaş :
Kayıt tarihi : 03/01/09
Mesaj Sayısı : 312
Nerden :
Lakap : dilara
http://www.hepsifan.forump.biz
MesajKonu: 11 yaşındaki bir kızın bittiği an 11 yaşındaki bir kızın bittiği an Icon_minitimeC.tesi Ocak 24, 2009 5:58 pm

tomobiline koyulan bombanın patlaması sonucu 24 Ocak 1993’te yaşamını
yitiren Araştırmacı-Gazeteci Uğur Mumcu, bugünden itibaren Ankara’da
hafta boyunca düzenlenecek çeşitli etkinliklerle anılacak. Kızı Özge
Mumcu, babasının öldüğü o günü anlattı.

‘YİĞİT OL YAVRUM’

Ve
telefonlar çalmaya başladı. İlhan Selçuk ve Arı İnan’la konuştuğumu
hatırlıyorum, sayısız telefonda sayısız ses “Doğru mu?” diye soruyordu.
Sadece bu iki isme sorabildim, “Ne oldu?” diye, tabii ki hiçbir şey
söyleyemediler. Ardından eve Hüseyin eniştem ve komşumuz Ayça geldi.
Bir saat geçinceye kadar da kimse bana bir şey söylemedi. Ardından
annem ve gözleri yaşlı dostlarımız geldi. Annem “Yiğit ol yavrum, baban
öldü” dedi. Sadece 11 yaşındaydım.

Aşağıdaki bölüm Cumhuriyet Gazetesi'nden Orhan Tüleylioğlu'nun yazı dizisinden alınmıştır. İşte Mumcu'nun kızının anlattıkları:

''Babamı
anlatırken çocukluğumun o sıcacık günleri aklıma gelir, mutluluğun
güvenle harmanlandığı bir aile ortamında büyüdüm. Babamla olan anılarım
ne yazık ki sınırlı ve sınırlı olduğu için de bir o kadar değerli.

Babam
çok sevecen, sıcakkanlı, çocuklarını çok seven, ailesine ve dostlarına
çok önem veren bir insandı. Bizleri imkânlarımızın elverdiği ölçüde
şımartırdı. Bu şımartma sadece maddi yöne yansımazdı; bize ne yaparsak
yapalım arkamızda olduğunu hissettirirdi. Eğer bir hata yapmışsak,
ileride bizlere sorun çıkarmaması için o hatanın telafisini sağlayacak
yolları bulurdu. Ama bunu da hatamızın ne olduğunu anlamamızı
sağlayarak yapardı.

KÜÇÜK BİR ANI...

Aile
dostlarımızın hâlâ anlattığı bir hikâye vardır. 7-8 yaşlarındayken ağır
bir ortakulak iltihabı geçirdim. 45 gün okula gidemedim. Tabii, bu
dönemde doktor bana düzinelerce ilaç yazmış; bunların bir tanesi de
acımsı bir şurup. Bu ilacın tadından çok rahatsızım ve içmemeye karar
vermişim; öyle bir inat ki içirmeye kalktıklarında ağlamaya başlıyorum.
Babam en sonunda benim bu halime dayanamıyor “İstemiyorsa kızıma
içirmeyin” diyor. Tabii hastalığım daha ağır basıyor ve ben şurubu
içmek durumunda kalıyorum.

Ağabeyimle benim iyi bir eğitim
görebilmemiz için çok çalışırdı. Soyadımızdan dolayı devlet okulunda
sıkıntı yaşayacağımızı düşünürdü; o nedenle bütçemiz ucu ucuna yeterek
bizi özel bir okulda okuttu. Bir ya da birden çok yabancı dil
öğrenmemizi, büyürken de yeteneğimize göre hobiler edinmemizi isterdi.
Ağabeyim gitar çalardı örneğin, hocası Ahmet Kanneci’ydi. Bense
piyanoya yönelmiştim, hocam rahmetli Kamuran Gündemir’di. Ancak 24
Ocak’tan sonra piyanoyla aramıza derin bir uçurum girdi. En iyi
dinleyicim babamdı çünkü. Yine de müzikle aram bozulmadı. Piyano
çalmayı içim almasa da şan çalışmaya başladım, ama uzun yıllar sonunda.
Evimizde neredeyse her gün bir misafir olurdu. Çocukluğumun büyük bir
kısmı gazeteciler, yazarlar ve sanatçılar arasında geçti. Hayatımın o
döneminin bana büyük bir zenginlik kazandırdığını düşünüyorum.

SOFRADA ŞEN KAHKAHALAR

En
güzel günlerimiz dededen kalma yazlıkta, yani Ayvalık’ta geçmişti. O
yaz günlerinin tadını asla unutamam. Uzun aile sohbetleri, yüzme
çabaları, doyurucu dost sohbetleri, Çamlık lokmaları, Cunda gezileri…

Babam
evin bir kısmını kütüphane ve çalışma ofisine çevirdiğinden daha çok
evde olurdu. Biz okuldayken çalışır, akşamüstü çayını mutlaka içer ve
akşam yemeklerinde mutlaka beraber sofraya oturulurdu. Okulda
yaşadığımız olaylardan ve günlük olaylardan konuşulurdu. Babam hepimizi
güldürecek bir konu bulurdu mutlaka. Sofralardan yayılan şen kahkahalar
hâlâ kulağımda…

BOĞAZIMDA BİR YUMRU

İnsan
geçmişe baktığında yaşanan kötü şeyleri de unutur ve güzelleştirir;
arada ufak tefek olaylar olsa da tek söyleyebileceğim şu ki, çok mutlu
bir aileydik. Bir yandan yaşananları daha zor yaptı, ama bir yandan da
acıların üstesinden gelmeyi kolaylaştırdı. Annemin hep söylediği gibi
acıyı bal eylememizi sağladı.

24 Ocak 1993 günü aklıma
geldiğinde hâlâ boğazıma bir yumru takılıyor. Olay olduğunda evde
yalnızdım, annemle babam bir hasta ziyaretine çıkmıştı; ağabeyim ise
Bulutsuzluk Özlemi konserine doğru yola çıkmıştı. Babam önden çıktı,
annem beni tembihledikten sonra kapıyı kapatmıştı ki çok şiddetli bir
patlama oldu. Evin yakınındaki trafo patladı sandım önce. Çünkü
elektrikler gitmişti. Yan apartmandan insanların çıktığını görüyordum
ama ben bir şekilde evde kaldım. ...''
dilara Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Admin
Admin
Admin
Admin
Cinsiyet: Kadın
eglence severlerin yeri®
Yaş : 28
Kayıt tarihi : 03/01/09
Mesaj Sayısı : 1618
Nerden : baku
Lakap : cevriye(yaprak dokumu)
http://aslienver.yetkinforum.net
MesajKonu: Geri: 11 yaşındaki bir kızın bittiği an 11 yaşındaki bir kızın bittiği an Icon_minitimeC.tesi Ocak 24, 2009 11:12 pm

cok uzuuldum cnm.cok sagol
Admin Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

11 yaşındaki bir kızın bittiği an

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
eglencenin yeri :: guncel :: gundem -