Konu: MESE adasinin gizemi Ptsi Ocak 26, 2009 9:19 pm
Ünlü korsan Kaptan William Kidd´in gizli hazinesi, Shakespeare´in Bacon tarafından saklanan el yazması gerçek oyunları, İngilizler´le savaşan Fransızlar´ın ya da İngilizlerin Amerika´ya sakladığı hazineler, Vikingler´in gizli üssü, korsanların bankası, Avrupalılar´dan kaçan İnka veya Mayalar´ın altın stokları ve daha birçok uçuk kaçık iddia. Bütün bunlar Meşe Adası´ndaki garip Para Çukuru´nun sırrını açıklayamıyorlar. Ama Çukur orada duruyor ve 203 yıldan beri sürdürülen tüm çabalara rağmen içine girilemiyor. Para Çukuru öylesine aşılmaz ki, 2000´lerin eşiğindeki güçlü teknoloji bile yeterli olamıyor
1795 yılının bir yaz gününde, genç bir delikanlı olan Daniel McGinnis, Nova Scotia´daki Meşe Adası´nda dolaşırken yerde garip yuvarlak bir çukur gördü.Üzerinde sanki bir makarayla çekilerek yerleştirilmiş gibi duran dallar vardı. Ginnes´in aklına yörede çok konuşulan korsan öyküleri geldi ve eve dönerek arkadaşlarına buluşunu anlatmaya ve daha sonra da çukuru araştırmaya karar verdi. Sonraki günlerde McGinnis, yanına John Smith ve Anthony Vaughan adlı arkadaşlarını alarak çukura geri döndü. Ama daha ilk çalışma saatlerinde şaşkınlığa düştüler, yüzeyin 60 cm kadar altında taşlarla örtülü bir delik vardı. Üç metre aşağıda ise giriş, meşe kütükleriyle boydan boya kapatılmıştı. Gençler çalışmaya devam ettiler, 6 m.'de aynı kütüklere rasladılar. Daha fazla devam edemediler, tekrar geri dönüp araştırmaya kararlıydılar ve plan yapmak için eve döndüler. Ama aradan sekiz yıl geçecek ve üç kaşif geri dönmeyeceklerdi. Olay bu arada duyuldu ve The Onslow Company adlı bir şirket araştırmayı üslenerek, çukuru kazmaya başladı. Sekiz yıl önce 9 metre derinliğe inilmişti, ilk aşamada 27 metreye ulaşıldı ve her üç metrede bir aynı meşe kütüklerinin bulunduğu anlaşıldı. 12 metreden sonra kütüklerin üstünde bir kömür tabakası vardı, 15 metrede bir kat camcı macunu, 18 metrede ise bir kat hindistan cevizi lifi bulundu. Ve 27 metreye gelindiğinde en garip şey keşfedildi, burada üzerinde bilinmeyen garip bir yazının bulunduğu bir taş vardı.
Taş ve üzerinde bulunduğu meşe katmanı kaldırıldıktan çalışmaya devam edildi ve o aşamada kuyuya su sızmaya başladığı görüldü. Ertesi gün kuyu yaklaşık 16-17 metreye kadar suyla dolmuştu, pompalama çabaları yetersiz kalınca çalışmalar gelecek yıla ertelendi. Bir yıl sonra ise, kuyuya paralel olarak derinliği 100 metreye uzanan yeni bir kuyu açıldı. Kuyuya ise artık "The Money Pit" yani "Para Çukuru" adı verilmişti. Bu yeni tünelden Para Çukuru´ndaki su boşaltılacaktı ama olmadı su gelip bu kuyuyu da doldurarak çalışmaları 45 yıl boyunca durdurdu. Bu bir Bubi Tuzağı idi. Şirket bu arada yaklaşık 150 metrelik bir su yolunu da keşfetmişti ve bu kanal Para Çukuru´ndan başlayıp Smith´s Cove denen yere bağlanmıştı, su ne kadar çabuk boşaltılsa da, deniz suyu gelip yine boşluğu dolduruyordu. Çünkü su yakındaki plajdan yani denizden geliyordu. Keşif daha karmaşık ve kusursuz planlar gerektiriyordu, çünkü Para Çukuru´nun bilinmeyen mimarları öylesine ustaydılar ki, aşmak mümkün olmuyordu.
1849´da bir başka şirket ortaya çıktı ve Para Çukuru yine hatırlandı. The Truro Company adlı şirket bu amaçla kurulmuştu. Şirket yeni teknolojler kullanarak suyu yan kanallara akıtmayı başardı ve bunun için de özel matkaplar kullanıldı. 30 metre aşıldığında çok düzgün bir platformla karşılaşıldı. Burada üstte 10 cm kalınlığında meşe katmanı, altında da 55 cm kalınlığında metal parçacıklarından oluşmuş bir diğer katman vardı. Bunları 20 cm.´lik yeni bir meşe katmanı, ardından yine 55 cm.´lik yeni bir metal katman ve en altta da 10 cm.´lik yeni bir meşe katmanı izliyordu. Ardından tüm bunların tekrarlandığı yeni bir katmanlar grubu geliyordu. İşte tam burada içi para dolu olan iki fıçı veya sandık bulundu. Matkap geri çekilirken ucunda meşe kıymıkları ve hindistan cevizinden yapılmış halat parçacıklarına raslandı. Daha da ilginci bu aşamada üç küçük altın zincir baklasına da rastlanmasıydı. Ama bu altın halkalar ortadan kayboldular ve kimse ne olduklarını bulamadı. Sonuçta her kat aşıldıkça Para Çukuru´nun daha derinlere indiği anlaşılıyordu. Bir grup araştırmacı derinliğin önceden belirlenmesi fikrindeydiler.
The Truro Company bir yıl sonra, 1850´de yeni bir paralel tünel açtı ama yine su baskını başlamıştı tüm pompalama çabaları boşa çıkarken su akışının gelgite bağlı olduğu anlaşıldı. Ve o zaman farkedildi ki plaj sanılan kumsal da özel yapılmıştı yani yapaydı. Çukurun yapımcıları 45 metre uzunluğundaki plajı aşan bir kanal sistemi yaratmışlardı, sistem bir elin parmaklarına benziyordu. Her parmak bir kanaldı altı kil olan plajın altına kazılmış ve kayalarla şekillendirilmişti. Üzerlerine kıyılarda bulunan kayalar konulmuş, yılan otları ekilmiş ve metrelerce hindistan cevizi lifiyle kaplanmıştı. Aynı lifler aynı zamanda filtre görevi görüyorlar ve suyun getirdiği maddelerin kanalları kapaması engelleniyordu. Parmak kanallar iç karada deniz suyu ile dolu olarak eğimli başka bir kanala bağlanıyorlar ve yeraltından giderek 150 metre kadar ötede Para Çukuru ile birleşiyordu. Sonraki araştırmalarda yeraltı kanalının 120 cm. eninde, 60 cm. yüksekliğinde olduğu anlaşıldı. Kanal taşlarla desteklenmişti ve Para Çukuru ile 29 ile 35 metre arasında buluşuyordu. Truro Şirketi artık cevabı biliyordu, yapılacak tek şey kanalı kapatmaktan ibaretti. İlk olarak bir baraj inşa edildi, su akıtıldı ve kanallar söküldü ama o aşamada patlayan bir fırtınada baraj çökünce çalışmalar yine aksadı. Sonraki plan kazıyı sürdürmek ve çukurun su kanalıyla buluştuğu noktayı geçmekti ama bundan sonrası yapılamadı ve o tarih Truro Şirketi´nin Meşe Adası´ndaki sırrı aydınlatma çabalarının son günü oldu.
Hazine avı çabaları 1861´de kurulan Meşe Adası Birliği tarafından sürdülülecekti. Bu yeni şirket 30 metreye kadar çukuru iyice temizledi. İki yeni paralel tünel açma çabalarına girişildi, 40 metreye ulaşıldı ve sular tekrar içeri doldu. Tüm gayretle su durdurulmaya çalışılırken, bir felaket oldu ve çukurun tabanı çöküverdi. Su korkunç bir hızla gelerek, kuyuyu ağzına beş metre kalana kadar doldurdu. Herşey kuyunun içine düşmüştü. Sonraki yıllarda çeşitli şirketler gizemi çözmeye çalıştılar ama başarılı olunamadı. Yeni kanallar kazıldı, plaj doldurulmaya çalışıldı, yeni bir baraj yapıldı ama onu da bir fırtına yıktı. 1893´de Fred Blair isimli bir adam "The Oak Island Treasure Company" adlı bir şirket kurarak işe girişti. İlk olarak 1878´de keşfedilen ve Para Çukuru´nun yaklaşık 100 m. doğsunda bulunan mağara araştırıldı ve buranın da Para Çukuru ile ilişkili olduğu anlaşıldı. Belki Para Çukuru´nun gizemli yapımcıları bu kanalı, su kanallarını kazarken havalandırma amacıyla inşa etmişlerdi, iki kanal ya kesişiyorlar ya da birbirlerine çok yakındılar, buradan yani yeni tünelden yola çıkıldı ama olmadı. 18 metre aşıldığında sular içeri doldu ve çalışmalar bir kez daha durdu. İki yıl boyunca yeni tüneller kazıldı, daha çok pompa kullanıldı ama biryere ulaşılamadı. 1897´de Para Çukuru 40 metreye kadar temizlendi ve suyun aktığı giriş görülünce kayalarla giriş kapatılmaya çalışıldı ama suları hiçbirşey durduramıyordu, bir kez daha kuyuyu su bastı.
Yeni bir plan yapılarak, mağaradaki tüneldeki suların boşaltılması için dinamit kullanılacaktı. Beş ayrı yerde patlamalar gerçekleştirildi ama işe yaramayacaktı ve su Para Çukuru´nu eskisinden daha çabuk doldurdu. Bu arada matkap aracılığı ile yeni örnekler elde edilmişti ve yeni bir sürpriz yaşandı.